|  |  1Şehir aydını. Bilgi, tecrübe ve tefekkür yöntemiyle Erzurum Halkına  rehberlik eden.Mustafa Çetin Baydar  - 19/11/2013 - 17:20 - 
 
 | 
          
                  |  |  2Küçük Kainat Penceresinden Büyük Kainatı Kurcalayanlar İnsan küçük kainattır.Bunu en iyi anlayabilenler hekimler olmalıdırlarki,bu pencereden büyük kainatı en iyi onlar
 okuyabilmektedirler.Filozoflar,şairler,nüktedanlar vs. en fazla bu grupta
 boy göstermektedir.Feylozof Rızalar,Cenap Şahabettinler,Mazhar Osmanlar ilk
 hatıra gelenlerdir.Şahsen tanımakla şereflenmiş olduğum Dr. Erdoğan
 Albayrak,Dr.İsmail Hakkı Aydın,Dr.Hakan Kadıoğlu oldukça başarılı
 şairdirler.Dr.İsmet Kırkpınar,Dr.Kemal Sayar devrimizin önde gelen
 düşünürlerindendir.Değerli hemşerimiz Dr.Ali Gürcan kollarını çemirlediği an
 Türkiyenin en ciddi gazetesinin en mutantan köşesinde fıkra yazabilecek
 kaleme sahiptirler.
 Tüm yukarıda saymış olduğumuz vasıfları şahıslarında sentezlemiş olan
 başka bir doktor hemşerimiz vardır.Bu çok değerli bir hocamızın bize
 hediyesi olan sevgili Ali Kurt hemşerimizdir.Ali kardeşimiz geçen yazımda ki
 bazı kitapları mevzubahis ettiğim için bendenize teşekkür
 etmektedirler.Teşekkürü iade ederken ve mevzu kitaptan açılmışken çok
 değerli başka bir hemşerimiz olan sevgili İbrahim Aydemir'in (Sevgili
 İbrahimciğin Erzurum gazetesinde ki yazılarını özlemiştik.Ancak bu
 harmandaki çok belegatlı ve güzel mesajları bizleri tekrar yıkadı.) "İşin
 Türkçesi" 'ni hatırlatmadan edemeyeceğim.Değerli hemşehrilerimizin fikirler
 mahşeri olan bu kitabı, özellikle "Tevekkül" faslını ve süper özellikle
 "Fetullah Gülen Hoca'yı Anlamak" yazılarını okumalarını candan temenni
 ederim.
 M.Sıtkı ARASMustafa Çetin Baydar  - 19/11/2013 - 17:20 - 
 
 | 
          
                  |  |  3Dilimize Fransızca intellactuel kökünden geçen bu "Entelektüel"kelimesinin Türkçe'mizde tam bir karşılığı yok. Çoğunlukla aydın
 veya münevver kelimesiyle bu kavramı ifâdelendiririz.
 Bize kalırsa entelektüel kelimesine, Türkçe "âkil" sözcüğü daha yakın
 duruyor.
 Akîl kelimesi ile entelektüel kelimesinin düşünme alışkanlığı olmayan
 yığınlar önünde gördüğü muamele de zaten bu yakınlığın tanığı.
 İkisi de tezyif makâmında kullanılan "ukâla" ve "entel" sözcüklerini
 hatırlayalım.
 "Ukâla"nın sözlük karşılığı: akıllılar, akıllı olanlar. Ama ukâla
 denince toplumda, bir şey bilmediği halde bilmîşlik taslayan kişi
 anlaşılıyor. Hâkezâ, Entel sözcüğü de ukâla kelimesi gibi anlam
 kaymasına uğratılıp toplum hayâtında olumsuz çağrışımlarla
 kullanılıyor.
 Neden böyle?
 Fikrî ve zihnî faaliyet sahibi olanları, "entel" yahut "ukâla" burun
 kıvırması ile bir çırpıda istiskâl etmek, ortalama zekânın hâkimiyet
 alanını kurnazca savunma gayretinden başka bir şey değil. Bilgi
 sahibi olmadığı halde bilgiçlik satan kişiye dilimizde en yakışan
 sıfat "ukâla dümbeleği'dir.
 Dümbeleğe nasıl herkes dokunup gelişi güzel sesler çıkarabilirse,
 kendîni aklî ve zihnî birikim sahibi gösterip hastalıklı ruhuna deli
 saçması tıngırtılar i'cât edenler de elbette olacaktır.
 Ama bunlarla akîl insanları birbirine karıştırmak, affedilmez bir
 hatadır.
 *** ****Eski Erzurumlu akl etme melekesi olan insanı; âlim, âkil, ârif,
 fâzıl, râsih sıfatları ile anlatırdı. Şimdi bu sıfatları taşıyan
 Erzurumluyu bulmak bir yana, sözü edilen sıfatların anlamlarından
 haberdar olanlar dahi bir avuç kaldı.
 İslâmi bir terennüm olan ârif, fâzıl, râsih sözcüklerini bu
 medenîyetten hayli uzaklaşıyor olmamız sebebiyle haydi bir kenara
 bırakalım. Ama günümüz biliminin temeli olan rasyonaliteyi, yani
 "aklîliği" elbette Erzurum'umuzda arayacağız.
 Grubumuzda yaptığımız tartışmalarla Erzurum'un Kolektif Aklı'na doğru
 yürüyoruz. Bu aklın entelektüel donanımları eğer olmayacaksa; zihnî
 seviye, mevcût olanın değişik bir biçimde tekrarından ibâret
 kalacaksa, yeni kılıklı eski muhtevalı bu kolektif aklın da, fazlaca
 bir değeri olmayacağı gerçeği ile karşılaşırız.
 Zihnî ve fikrî açılım yapamayanlar formel (şekli) değişikliklerle
 kendilerini yenilediklerini zannederler. Sahte ve sonuç vermeyen
 kurtuluş reçeteleri hep kabızlıktan doğmuştur.
 Aşağılık duygusu içindeki ABD zenci gençlerinin, beyazların statüsünü
 yakalamak için kıvırcık saçlarını ilaçlar kullanarak düzlemeleri ile
 ülkemizde bıyıklarını keserek iyi bir bürokrat, başarılı bir tacir
 yahut iyi bir gazeteci olacağını zannedenlerin devrimciliği (!) bu
 tür ruhi kabızlıkların değişik tezâhürleridir.
 Evet! Erzurum entelektüel himmete muhtaç.
 Dişe dokunur, kıymet-i harbiyesi olan fikrî ve zihnî faaliyetleri
 olan bir Erzurum'u düşlemeliyiz.
 Üniversite, basın ve yayın dünyası, mektep ve medrese, bu hülyâmızı
 gerçekleştirecek olan "düşünce rahimleri"dir. Bu rahimlerden
 entelektüeller ve onların tâkipçileri olarak Erzurum Entelijansiyası
 doğacaktır.
 Erzurum'un resmi özel, sivil yöneticileri entelektüel olmasalar dahi
 hiç olmazsa şehrin entlijansiyası olmalıdır.
 *** ***Mustafa Çetin BaydarEntelijansiya, yaşadığı toplumun problemlerinin farkında olan,
 eğitilmîş güç demektir.
 Bu güç doyumsuz bir arzu ile şehrin problemleri kucaklar ve bilimin,
 aklın ve siyâsî aygıtların önüne koyar.
 Gariptir, bizde bir takım ruhlar entelektüel faaliyetten çok
 İntelligence Servise (İstihbarat teşkilatı) faaliyetleri kapsamında
 bilimsel (!) ve entel (!)üretimde bulunmayı tercih ederler.
 Üniversitemizde Orhan Okay, Kaya Bilgegil gibi entelektüel öncüleri
 örnek almayıp, aklından geçirdiği mevkiyi şehrin asayiş güçlerine
 yaptığı servislerle sağlamaya kalkanlar işte bu fasîledendir.
 Erzurum'da sivil zihnî faaliyete ihtiyaç var.
 Bu târihî şehrin bütün meşrû gelişme taleplerini bir kenara itip,
 ona, sadece"asayiş gözlüğü ile bakmak" büyük bir gaflettir. Bırakın
 bu işi yasal şeffaf güçler yapsın. Siz sivil kalın. İşte, ne mene bir
 asayiş gayretinin mahsulü olduğu bilinmeyen çirkin uygulamalar gelip
 erzurumlunun kapısına dayanmış.Palandöken gazetesinin bu haftaki
 nüshasında güvenlik güçlerinin yol başlarını kesip, yoldan geçmekte
 olan insanları bila istisna kimlik kontrolünden geçirdiklerini
 yazıyor. Polis vazife ve selahiyetleri kanunu böyle bir uygulamayı
 yalnızca "ŞÜPHELİLER" için öngördüğüne göre, demek oluyor ki
 Erzurumun güvenliğinden sorumlu olanlar erzurumluyu toptan şüpheli
 olarak algılıyor. İşte şehrin entellektüellerinin ve onları izleyecek
 entelejansiyanın devreye gireceği yer burasıdır. Erzurumdan, lehte
 aleyhte doğru dürüst bir tepkinin ortaya çıkmaması bu şehrin
 akillerinin seviyesini göster miyor mu? Oysa bu şehrin basını da,
 üniversitesi de, dîni hayâtı da, olup bitenler konusunda söz
 söyleyecek donanıma sahip.
 Niçin konuşulmuyor.
 Erzurum'da aydın nâmuskârlığı sakatlanmış da ondan.
 Yüksek frekanstaki zekâlar, korkutulmuş, sindirilmîş, ürkütülmüş;
 orta frekanslı zekâlarda ise bir türlü jeton düşmüyor.
 Zaman zaman Erzurum'da ödül dağıtan kuruluşlar ortaya çıkıyor. Bir
 bakıyorsunuz, ödüllerin büyük bir kısmını şehrin zâbıtasından sorumlu
 makâm sahiplerine dağıtıvermişler.
 Bir otorite tabasbusudur gidiyor.
 Efendiler, namuslu aydın olmanın yollarını gelin birlikte bulalım.
 Bu serhat şehrinin aydın çehrelere ihtiyaç var.
 Erzurum'umuzu, hükmedilen değil, hizmet edilen şehir seviyesine
 çıkarmak için , birinci sınıf düşünen ve icrâ eden beyinler bulmaktan
 başka çâremiz yok.
  - 19/11/2013 - 17:20 - 
 
 |