Erzurum Şivesi (İncelikler)
Erzurumca ses ahengi itibariyle,bir şive olmaktan ziyade bir musiki tarzıdır. Mesela,”evet manasında söylenen ”he” kısa ve keskin bir çıkak kullanımı gerektir. Fakat yapılan işten doyum elde edilmişse o zaman ”he(h)” gibi bir fren tutmama sesi eklenir.
Şaşkınlık ifade eden ”heeee” ünlemindeyse adeta ”he(ı)e(ı)e(ı)”yankılanması,Erzurum diliyle ballandırmasi bulunur.
Erzurumlu özellikle de kış soğuğunun adeta kuyruk sokumunu dondurduğu mevsim ve koşullarda ”yoh” yanıtını içini döven seslerle dile getirir:
”Ola yoooh(u)hhh!” yanıtı böyledir.
Erzurumca,Osmanlı aristokrasi şivesine de sadık kalmıştır. Zira kendisi de Puşkin deyimiyle Türk aristokratlığında zaten ”İstanbul efendisi” ,nam-ı diğer Abdülcanbaz''la rekabet halindedir. Erzurumcada ”için” karşılığı, Dede İsmail tarzında ”üçün” olarak ağzanır. Osmanlılar,”niçin” karşılığında da ”niçün” ü sarf etmişlerdir zaten.Bu örnekler yüzlercedir,”beheli”,”dan etmek-tan etmek”,”n''ola” vb.misalleri zengindir.
Erzurum Şivesi, kültür Türkçesini telaffuzda tam uygulayan aydınlar yetiştirdiği için,İstanbu şivesi konuşan batı Anadolu kentlileri,bu durumu tuhaf bulurlar. Açıklayacak olursak; Erzurumca konuşan aydın, batya gittiğinde, ”....iyor” der,”geliyor” gibi. Oysa muhatabı açısından bu, ”geliyo” olmalıydı. Tabii hemen sorulur: ”Erzurumlu musunuz?”
Ve özel yaşamdan bir ek,bir kesit:
” Ben bu soruya muhatap olduğum zaman çok kızdığım için,bağırarak,”Babam,Adanalı Fehmi namıyla maruf Fehmi Sürat, Erzuruma 30 yaşında gelmiş” yanıtını kavga edercesine verir, adeta önyargılarla boğuşurum.