Vefatının 6. Yılında Gerilla Türküsünün Şairi: Akalın - Cevat Akkanat

Altı yıl önce Ankara’da geçirdiği bir tren kazası sonucu vefat eden Akalın’dan geriye, onurla yaşanmış 38 yıllık bir ömür..12 Aralık 2008 Cuma 20:58

Nazir Akalın (Erzurum, 1 Şubat 1964 - Ankara, 12 Aralık 2002)"ın aramızdan ayrılışı altı yılı doldurdu.  Bundan altı yıl önce Ankara"da geçirdiği bir tren kazası sonucu vefat eden Akalın"dan geriye, onurla yaşanmış 38 yıllık bir ömür, üç kişilik elemli bir aile, okuyucuya ulaşmış ölümsüz birkaç kitap ve yayımlanmayı bekleyen eserler kaldı.

İşbu yazımda, merhumdan geriye kalanlar üzerinde durmaya çalışacağım. Önce hayatını onurlu kılan birkaç husus:

1981"de yazdığı bir yazıdan ötürü “Medrese-i Yusufiye”yle tanışmıştır. 1985"te, başka bir yazısından ötürü hapis istemiyle yargılanmıştır. Bir başka yazısından ötürü de 1986 yılında, devrin başbakanı Turgut Özal tarafından mahkemeye verilmiştir. Aynı dönem içinde Erzurum ve Horasan Belediye başkanlarının aleyhte davalarına maruz kalmıştır.

Bütün bu davalardan 1987"de "ak"lanmıştır.

Benzeri mağduriyetleri iş hayatında da yaşamıştır Nazir Akalın. Üniversitede öğretim görevlisiyken, pek çok haksızlığa maruz kalmıştır. Bunlardan en önemlisi, kendisini bir savcı gibi hisseden üniversite rektörünün onu sorgulamaya kalkışmasıdır. Gerçi sayın savcı (!) ağzının payını almıştır, elbette güçlü şair Akalın da işsizliğe itilmiştir.

Nazir Akalın"ın edebî eserlerinin bedeliyle ilgili “hayatî” örnekler işsizlik dönemlerinde de sürmüştür. Onun paraya pula ihtiyacı olmadığı “işli” dönemlerinde yazılarını “fî-sebilillah” yayımlayan çevremizdeki bazı yayınevi, gazete ve dergiler, merhum işsiz iken nasıl tutum takınmıştır dersiniz? Yukarıda portresini çizmeye çalıştığımız sayın üniversite rektör/savcısının tutumuna benzemesi şaşırtıcı gelmemelidir: Bir çay dahi ısmarlamadan yayınevi veya gazete dış kapısını göstererek... İşin daha da acı yanı ise, onun ölümünden sonra, ilgili kurum ve kişiler, “timsah”lık taslamağa başlamışlardır, gözyaşlarıyla...

Akalın ise, hiçbir zorluk karşısında yılmamış, diriltici bir ruh ile çalışmalarını sürdürmüş, ölümsüz eserlerini vermiştir. Onun eserlerinde yaşadığı bu sıkıntıların izlerini görmek mümkündür. Yani bedelini ödemiştir yazdığı şiirlerin...

Gerilla Türküleri (İhtar Yay., Erzurum 1993, 80 s.) ve Kanayan Simya (Beyan Yay., İstanbul, 1998, 104 s.) Nazir Akalın"ın şiir kitaplarıdır.

 

Onun “bedelini” yaşayarak ödediği şiirleri genellikle Gerilla Türküleri kitabındadır. "Vurgun yemiş" bir halk çocukları şiiri vardır bu kitapta. Hayat pınarları kurutulmuş bir coğrafyalar topluluğunun sesini yükselten bir şair vardır. Militanca bir söyleyiş, bir karşı koyuş nidası, tanıklık... Dünyayı algılayışı, hiddeti, munisliği, çalkantısı, anlık vuruşları, geriye çekilişleriyle dinamik bir ses...

"tank paletleri altında

ezilmezden önce

iyi düşünmeli

müzedeki saygıdeğer baş

ve paralı askerleri"

                 (Yamyamçağ Yokuşunda...)

Bu bedel ödeme işi sadece yaşantı açısından geçerli değildir. Eserlerinin sanat kalitesi de yüksektir. Yani sanatının hakkını son noktasına kadar vermiştir. Mesela, edebî donanımlarının kökleri derinlerdedir: Mensubu olduğu milletin geleneğini özümsemiş bir şair. Biçim değil sadece,  onun içini dolduran öz de dünyasının sınırları içinde: Naat, kaside, gazel, mersiye yazan şair, klâsik söz ve anlam sanatlarını, mazmunları da bunlarla birlikte orta yere serebiliyor. Ki o, bunları yeniden üretmektedir:

       "mahşerde bir karanfil sana boyanır ağlar

kızıl kızıl meltemler seni ben sanır ağlar"  (Hüzün Gazeli)

Kanayan Simya Nazir Akalın"ın ikinci şiir kitabıdır.  Onu Kanayan Simya"da daha rahat görüyoruz. Zira, duygu ve düşünce dünyasına ait unsurları sanatın ve geleneğin klasik unsurlarıyla birleştirir, böylece şiirinin “alnı”nı “ak”lıkla nakşetmeye devam eder. Şairin her iki şiir kitabında dikkatleri çeken diğer hususlar arasında şu ikisine de sayabiliriz: Kültüre yaslanmış bir şiiri yazması, romantik bir duygu dünyasından seslenmesi.

"Kaşların kıvrımında şehrazadlar kan ağlar

Yüreğinde gamlı bir sıcaklıkla Züleyha

Gözyaşları bulaşır o Zühal yıldızına

Sanırım yanağında ülke ülke bir ben var"  (Sevgiliye Şiirler)

 

Nazir Akalın"ın üçüncü kitabı, edebiyat yazılarını ihtiva eden Şairin Eldivenleri (Meneviş Yay., Ank., 2003, 288 s.) Şairin Eldivenleri edebî inceleme, tenkid ve denemelerden oluşan bir eserdir. Eserde yer alan yazılar onun son yıllarda kaleme aldığı ve çoğu değişik dergi ve gazetelerde yayımlanmış çalışmalarıdır. Akalın, bu yazılarını Edebiyat Yazıları başlığı altında yayıma hazır hale getirmişti. Sanırım Mehmet Aycı Şairin Eldivenleri"ni daha uygun buldu.

 

Şairin Eldivenleri beş bölümden oluşuyor: Tenkid Yazıları, Şairin Eldivenleri, Şark"a Doğru, Edebiyat Ortamı, Kitaplar Arasında... “Tenkit Yazıları” bölümünde Akalın"ın edebî tenkit üzerine kaleme aldığı “Tenkit Cehdi”, “Tenkitçinin İşi”, “Bizde Edebî Tenkit”, “Edebî Eserin Derinliği”, “Edebî Eser ve Gelenek” gibi teorik yazılar yer alıyor. Bu tarz yazılar aslında kitaba adını veren ikinci bölümde de sürüyor. Fakat burada ilk bölümden farklı olarak makalelerin, sadece şiire veya şaire yönelik olmasıdır: “Şiir ve Sayıklama”, “Şiirin Serüveni”, “Şairin Kâinâtı”, “Şiir Minyatürleri”, “Aşk ve Şiir”, “Şiirin Pozitif Duruşu”, “Şiirde İlim ve Fikir”, “Şiir ve Ahlâk”, “Şiir ve Slogan”, “Günümüz Türk Şiiri Üzerine”, “Şiir ve Bilgi”, “Şiirin Bedeli”, “Eski Şair Arkadaşlara Dair”...

 

“Şark"a Doğru” kitabın üçüncü bölümüdür. Burada klâsik edebiyattan intikal eden değerlere yönelen Akalın, “İlmî Cürümler” başlıklı makalesinde “Arap, Fars ve Türk medeniyetlerinin” (İslâm medeniyetinin) son çağda yaşadığı şanssızlıklara değinir. Ardından Şehname ve Leylâ vü Mecnun"a yönelik tespitlerde bulunur. Geçmiş birikimlere yönelik bu tahlilî yazıların yanısıra, kitabın son iki bölümü güncele dönüktür. “Edebiyat Ortamı” adını taşıyan bölümde  Necip Fazıl ve Arif Ay"ın polemiklerini araştıran Akalın, A. Vahap Akbaş ve Durdu Şahin üzerine yazdığı yazıları da bizlerle paylaşır. “Kitaplar Arasında” başlıklı son bölümde ise, Nazir Akalın"ın okuma etkinliklerinden geriye kalan ve her biri ince elenip sık dokunmuş kitap inceleme yazılarından oluşuyor.

 

Adından da anlaşılacağı üzere, Şairin Eldivenleri öncelikle bir şairin kaleminden çıkmış olması bakımından önem taşımaktadır. Fakat, kitabı asıl önemli kılan, yazarının aynı zamanda hem akademik hem de güncel edebiyat üzerine gerek teori gerekse pratik anlamda üstün bir hakimiyet kurmuş olmasıdır. Doğrudur, Nazir Akalın, şiirlerinde manzum olarak ifade ettiği duygu ve düşüncelerini, onların arka plânını, elimizdeki kitapla toplu olarak yansıtmaktadır. Fakat, bununla da yetinmemekte, büyük emekler sonucu edindiği yüksek bilgi ve becerilerini de okuyucuya aktarmaktadır. Dolayısıyla onun medeniyetimizi algısı; bilim, kültür, sanat, edebiyat ve özellikle şiir dünyamıza ait vurucu yargıları eserde derinliğine yer almaktadır. Eser bu yönleriyle, daha önce örneğine pek rastlamadığımız bir nitelikler bütünlüğü taşımaktadır.

 

Sonuçta okuyucu, sadece şair Nazir Akalın"ın dünyasına ait gizli hazineyi kavrayıp şiirine girmekle kalmıyor; onun kendisinde oluşturduğu köklü “üst” birikimden de faydalanma imkânına kavuşuyor. Başta şairler (çünkü çok şey öğreneceklerdir) olmak üzere, sanat ve edebiyatta ilerleme katetmek isteyenler Şairin Eldivenleri"ni kesinlikle okumalıdırlar.

 

Akalın"ın vefatından önce yayına hazırlığını bitirdiği bir diğer kitabı, Sâdullah Paşa Yâhûd Mezardan Nidâ (Dergâh Yay., İst., 2003, 200 s.)"dır. Mehmed Galib Bey (1863-1935)"in  kendisi gibi bir başka münevver devlet adamı olan Sâdullah Paşa (Erzurum, 1838- Viyana, 1891) hakkında yazdığı ve 1909"da yayımladığı Sâdullah Paşa Yâhud Mezardan Nidâ, Nazir Akalın tarafından tekrar gündeme getirilmiştir.  Elimizdeki çalışma Latin harflerine aktarım, sıkı bir inceleme, detaylı açıklama ve notlandırmalar, sözlük, kaynakça ve dizin çalışmaları ile mükemmel bir nitelik taşımaktadır. Nazir Akalın, eser üzerindeki bu çalışmalarını, büyük bir şairane nezaket ve akademik titizlikle gerçekleştirirken, hiç kuşkusuz, kendisinden sonra gelecek edebiyat aşıklarına da ipuçları veriyordu. Öyleyse, nedense pek çoklarının dikkatini çekmeyen bu eseri, hemen, “okuma uğraşı”larımızın misafiri yapmamız şarttır.

Nazir Akalın"ın yayınlanmayan edebî çalışmaları da vardır. Bu eserlere temas etmemiz, merhumun sevenlerini yayın konusunda harekete geçireceği umuduyla birleşince, hoş olacaktır:

1.  Nizami-yi Gencevi"nin Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri ve Leyli u Mecnün Mesnevisinin Tahkiye Unsurları Açısından Tahlili, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 1994.

2.  Namık Kemal"in Edebi Tenkitleri ve Dayanakları, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enst., Kırıkkale, 1997.

3. Ebâ Müslim Horasani Destanı"nda Tarihi, Dini ve Efsanevi Unsurlar... (18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enst.de yapmakta olduğu bitmemiş bir çalışma)

4. 1998 yılından hazırlamağa başladığı Osmanlı Şiiri Antolojisi...

5. Sultan Abdülaziz hakkında büyük bir bölümü tamamlanmış bir monografi...

6. Fuzuli hakkında yayına hazır hale getirilmiş bir monografi...

Nazir Akalın"ı 6. vefat yılında rahmetle anarken, Fatihalarla birlikte bir beytini de okuyalım:

“hüzn içinde yürüyen dört insan omuzunun

anlamaz birçokları sonsuz güzelliğinden” (Kanayan Simya, s. 78)

 

Cevat Akkanat