Tarihi Eserlerimiz

Nizamettin Korucu Göktürk Gazetesi

Cephanelik: Çırçır ve Dere Mahallesi arasında tepenin altında bir mekândır burası. İstiklal savaşında askeri cephanelik olarak kullanılmış. Rahmetli annem anlattığına göre cumhuriyetin ilk yıllarına kadar burada askerimiz nöbet tutuyormuş. Bugünkü hali tahmin edeceğiniz gibi içler acısı. Yarıya kadar toprağa gömülmüş bir vaziyette. Çevresi yabani otlarla yem yeşil bir haldedir. Bu otların gizlediği ise tam manası ile bir çöplük. Çürümeye, yıkılmaya yüz tutmuş bu bin bir hatırası olan tarihi cephaneliğin çevre temizliğine ve anlayan insanların yapacağı tamirata ihtiyacı vardır.

Tarihi Şeyhler Hamamı ve Külhancı Baba Türbesi: Tarihi şeyhler hamamı şimdilerde kapalı durumdadır. Dünyanın eşi benzeri olmayan Türk hamamlarından biri olan Şeyhler hamamı ne yazık ki işletilemiyor. Bildiğim kadarı ile sahiplerinden birinin vefatı ile bugünlere kadar geldi. Ümit ederim eskiden olduğu gibi ehil bir elde tekrar bu mekân faaliyete geçer, bizleri sevindirir. Hamamın girişinde ve hemen yanında yer alan Külhancı baba türbesi hazin bir manzara arz ediyor. Türbenin dış cephesinde ki daracık pencereden baktığınızda tavanının göçtüğünü görüyorsunuz. Bakımsız ve sahipsiz görünen ecdat yadigârı ve bizatihi ecdadımız bizlerden ilgi bekliyor. Ebu İshak Türbesi: Çevre düzenleme çalışmaları çerçevesinde yıkılan türbenin dış mekânları ile buraya defin edilmiş kabirler al açık kaldılar. Bu hal nereye kadar devam edecek. Buranın aslına ve şanına münasip inşasının ne zaman olacağını bilmiyoruz. Abdurrahman Gazi Türbesi: Türbenin tarihi ağaçlığı bu sene öksüz ve kimsesiz duruyor. Bu tarihi mesire yeri azalan ağaçları ve çimensiz kuruyan toprakları ile bakanlara hüzün veriyor. Türbe ile yukarı mezarlık arasında geçen sene kesilen ağaçların yerine ise hala bir ağaçlandırma yapılmadı. Doğrusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bir bilgi sahibi de değiliz. Ilıca Girişinde Tarihi Ağaçlıklar Kesildi. Ilıca’ya giderken girişte yer alan onlarca koca yaş ağaç kesildi. Çevre sakinlerinden kimine göre 70 yıllık, kimine göre ise 100 yıllık, tarihe şahitlik etmiş, bin bir ihtimamla büyütülmüş ağaçlar geçtiğimiz günlerde bir iki saat içinde kesildi. Yine bu meyanda Ilıcadan üniversiteye giderken sağ cenahta yer alan onlarca yaş ağacın kesilmesine de doğrusu bir mana vermedik. Erzurum tarihinde belki de eşi görülmemiş bir ağaç kıyımına sahne oluyor. Kavakların tüy bıraktığı için kesildiğini duyuyoruz. Oysa tüy bırakmayan İtalyan veya Polonya kavakları hemen kesilen ağaçların yerine dikilebilir. Ayrıca bu meyanda kavak ağacının özellikleri ve insan sağlığına etkileri konusunda yetkili bir ziraat akademisyeninden bir açıklama yapılırsa merakımız da giderilmiş olacak.